HALİT ZİYA UŞAKLIGİL


HalitZiya.jpg
İstanbul’da doğmuştur. Halı tüccarı Hacı Halil Efendinin oğludur. ilköğrenimini Mercan Mahalle Mektebinde yapar. Fatih Askerî Rüştiyesini bitirdikten dedesinin yanına İzmir’e gönderilir. Orada Fransız Mechitaristes (Meşitaristler ) okulunda okur. Öğrenciliği sırasında Fransızcadan çeviriler yapmaya başlamıştı. 19 yaşında, bir arkadaşıyla birlikte Nevruz gazetesini çıkarır. Fransızca öğretmenliği yapar. Osmanlı Bankasında çalışmaya başlayınca Hikmet ve Ahenk gazetelerini çıkarır. 1885 yılında ilk romanı Sefile’yi yayımlar. 1893′te İstanbul Reji Müdürlüğüne başkâtip olarak girer. Recâizade Mahmut Ekrem‘in desteğiyle Servetifünun topluluğuna katılır. Mai ve SiyahAşk-ı Memnu gibi ünlü romanları bu dergide yayımlanır. Derginin kapatılmasından II. Meşrutiyete kadar hiçbir yazı yayımlamaz. Sultan Reşat’ın padişah olmasıyla sarayda mabeyn başkâtipliğine getirilir. Görevi dört yıl sürer. Hükümet tarafından Fransa (1913) ve Almanya’ya (1915) gönderilir. Daha sonraki yıllarda Yeşilköy’deki köşküne çekilerek kendisini bütünüyle edebiyata verir. Oğlu Halil Vedat’ın genç yaşta ölümü yazarı derinden etkiler. 1945’te ölür. Edebiyattaki Yeri ve Önemi: Halit Ziya, bir kolu İzmir ‘de, diğer kolu İstanbul’da bulunan ve “Uşakîzadeler” diye anılan varlıklı ve büyük bir ailenin çocuğudur. Sanat ve edebiyatın konuşulduğu, kitap okunan bir ortamda yetişir. Küçük yaşta yabancı dil dersleri alır. Bol Türkçe ve Fransızca kitap okuma olanağı bulur. İlk edebiyat çalışmaları da Fransızcadan yaptığı roman çevirileridir. Servetifünuncular arasında en kültürlü yazarlardan birisidir. Fransızcadan başka İngilizce, Almanca, İtalyanca, Arapça ve Farsça biliyordu.Tanzimatçıları okumuş ve karşılaştırma olanağı bulmuştur. Çevirilerini yaparken kendine özgü tümce yapısını da kurmuş; yazdığı roman ve öykülerle Servetifünuncuları yönlendirmiştir. Servetifünun şiirinde Tevfik Fikret, Cenap Sahabettin ne ise, düz yazıda da Halit Ziya Uşaklıgil odur. İlk döneminde süslü düz yazıyla yazdığı yazılar büyük ilgi görmüştür. Zamanında alışılmış kuralların dışında, Fransız söz diziminden de etkilenerek özgün bir tümce yapısına ulaşmıştır. Türkçenin anlatım gücünü araştırmış, ancak bol yabancı sözcük kullanarak dilini ağırlaştırmıştır. Önceleri dilde özleşmeye karşı çıkarken yaşamının son yıllarında kendi yapıtlarını yalınlaştırmıştır. Halit Ziya, Türk romanında bir aşamadır. Cumhuriyet öncesi dönemimizin en usta romancısıdır. Romanları teknik bakımdan kusursuzdur. Kişiler kendi çevresinin yaşayan insanlarıdır. Duygusal ve düşünsel çözümlemeler sağlamdır. İyi bir gözlemcidir. Türk romancılığının temel çerçevesini batılı bir anlayışıyla çizer. Tanzimat’tan Cumhuriyete bir köprü oluşturur. Yaşadığı dönemi ve ortamı yansıtmada, zamanının romancılarından hiçbirisi ona ulaşamaz. Romantiklerin etkisinde realist bu çizgi izler. Romanlarının konularını aydın çevrelerden seçmesine ve genellikle konak yaşamı çevresinde kurmasına karşın öykülerinde daha çok halkın arasına girmeye çalışır. Bu nedenle öykülerinde daha çok yerli hava vardır. Öykülerinde, Maupassant biçimi egemendir. Öykü, Halit Ziya’nın çok sevdiği, çok başarılı olduğu ve bol ürün verdiği bir alandır. Yüz elliden fazla öyküsünü beş kitapta toplamıştır. Roman ve öykülerinden başka sanat ve edebiyatla ilgili görüşlerini ve anılarını yazmıştır. Yapıtları Romanları: Sefile, Nemide, Bir Ölünün Defteri, Ferdi ve Şürekası, Mai ve Siyah, Aşk-ı Memnu, Kırık Hayatlar, Nesli Ahir. Öyküleri: Bir İzdivacın Tarih-i Muaşakası, Bir Muhtıranın Son Yaprakları, Nakil, Bir Hikâye-i Sevda, Hepsinden Acı, Aşka Dair, Onu Beklerken, İhtiyar Dost.
Tiyatroları: Kabus Fare (uyarlama), Füruzan (uyarlama). Mensur Şiirleri: Mensur Şiirler, Mezardan Sesler. Anıları: Kırk Yıl, Saray ve Ötesi, Bir Acı Hikâye.